Zero Trust Nedir?

Herkese Merhabaaaa 😍Çaylak Yazılımcınız olarak bu yazımda Zero Trust Nedir sizler için bunu ele alacağım.
Bulut bilişimin dünya çapında çevrimiçi veri kullanımı tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. İş dünyasında dijitalleşme giderek artıyor ve artık kullanıcılar ve cihazlar, herhangi bir yerden herhangi bir uygulamaya her zaman erişebilmeyi bekliyorlar. Ancak sağlanılan bu kullanım kolaylığı, siber güvenlik risklerinin de artmasına neden oldu. Artık daha fazla hassas alana ve saldırı noktasına sahibiz ve iç ağlardan gelen potansiyel tehditlere karşı daha savunmasızız. Bu yazımda, bu tür saldırıları önlemeye yardımcı olacak “Sıfır Güven” (Zero Trust) modelini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Zero Trust Nedir?
Zero Trust (Sıfır Güven) modeli, bilgi güvenliği ve ağ güvenliği alanlarındaki geleneksel yaklaşımlardan farklı bir güvenlik modelidir. Bu yaklaşım, varsayılan olarak hiçbir kaynağa veya kullanıcıya güvenmeme ilkesine dayanır, yani “sıfır güven” ilkesini benimser. Bu modelde, her kullanıcı, cihaz ve ağ kaynağı ayrı ayrı doğrulama ve yetkilendirme süreçlerinden geçirilir.
Zero Trust modelinin temel prensibi, iç ve dış ağ kaynaklarının aynı şekilde muamele görmesi gerektiğidir. Bu nedenle, herhangi bir kaynağa erişim sağlanırken kimlik doğrulama, yetkilendirme ve gerektiğinde şifreleme gibi güvenlik kontrolleri uygulanır. Bu yaklaşımın amacı, iç ağlardaki güvenlik açıklarını azaltmak, veri sızıntılarını önlemek ve saldırıları sınırlamaktır.

Zero Trust modeli, her işlem ve erişim için kullanıcıların ve cihazların doğrulanmasını gerektirir. Bu da ağ güvenliğini arttırır çünkü saldırıların yayılma ve hareket kabiliyetini sınırlar, izleme ve denetleme imkanlarını arttırır ve güvenlik olaylarının daha hızlı tespit edilmesine yardımcı olur.
Bu model, kullanıcı kimlik doğrulaması, çok faktörlü doğrulama, ağ mikro segmentasyonu, güvenlik etkinliklerinin izlenmesi ve değerlendirilmesi gibi çeşitli güvenlik kontrollerini içerir. Organizasyonların güvenlik stratejilerinde, güvenlik açıklarını en aza indirgemeyi ve kullanıcılar, cihazlar ve kaynaklar arasında en güvenli ilişkileri sağlamayı hedefler.

Sıfır Güven Modelinin Temel İlkeleri
1. Sürekli izleme ve doğrulama:
Sıfır Güven modelinin temelini oluşturan “hiçbir şeye güvenme, her zaman doğrula” ilkesi, uygulamaların da güvenilir kabul edilemeyeceğini ve çalışma zamanında sürekli izleme yoluyla doğrulanmaları gerektiğini vurgular. Bu kapsamda, işletmenin tüm kaynaklara erişimi sürekli olarak doğrulaması ve risk seviyelerinde değişiklik olduğunda iş akışını kesintiye uğratmadan gerekli adımları atması gerekir.
Sürekli doğrulama ve dinamik politikalar, Sıfır Güven modelinin etkin bir şekilde uygulanmasında kritik rol oynar.
2. Mikro segmentasyon:
Mikro segmentasyon, geleneksel ağ güvenliğinin sınırlarını aşarak, güvenlik çevrenizi daha küçük ve kontrollü parçalara ayırma yöntemidir. Bu sayede, her bir bölgeye özel erişim kuralları ve izinleri tanımlayarak, siber saldırıların yayılma riskini minimize edersiniz.
3. Yanal hareketi önleme:
Yanal hareket, bir bilgisayar korsanının bir ağa sızdıktan sonra, yetkisiz erişim elde ederek ağ içinde ilerlemesi ve diğer kritik sistemlere ve verilere sızarak zarar vermesi anlamına gelir. Bu durum, siber saldırılarda yaygın bir tehdit oluşturur ve geleneksel güvenlik yöntemleriyle önlenmesi zor olabilir.
Sıfır Güven modeli, yanal hareketi önlemede kritik bir rol oynar. Mikro segmentasyon gibi teknikler kullanarak ağınızı daha küçük ve izole edilmiş bölümlere ayırır. Bu sayede, bir bilgisayar korsanı bir bölgeye sızsa bile, diğer bölgelere erişim imkanı bulamaz ve saldırının etkisini sınırlayabilirsiniz.

4. Cihaz erişim kontrolü:
Sıfır Güven modelinin temel ilkelerinden biri, her erişim isteğinin, kimliğinden bağımsız olarak, her seferinde detaylı bir doğrulama sürecinden geçmesi gerektiğidir. Bu ilke, cihaz erişimi için de geçerlidir. İşletmenizin ağ saldırı yüzeyini sınırlamak ve siber güvenliği korumak için cihaz erişiminin titizlikle yönetilmesi gerekir.
Cihaz erişim kontrolünde Sıfır Güven yaklaşımı:
✨Cihazların Kayıt ve Belgelendirme.
✨Cihaz Kimlik Doğrulama ve Yetkilendirme.
✨Cihaz Güvenliği ve Uyumluluğu.

5. En az ayrıcalıklı erişim ilkesi:
En az ayrıcalık ilkesi, Sıfır Güven modelinin temel bir bileşenidir ve kullanıcılara, görevlerini yerine getirmek için ihtiyaç duydukları minimum erişim haklarını vererek siber güvenliği ve veri bütünlüğünü korumayı amaçlar. Bu ilke, her kullanıcının savunmasız ağ segmentlerine maruz kalmasını en aza indirerek ve yanal hareketi engelleyerek siber saldırı riskini önemli ölçüde azaltır.
6. Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA):
Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA), Sıfır Güven modelinin temel ilkelerinden biridir ve BT kaynaklarına erişimi korumak için birden fazla kimlik doğrulama katmanı ekleyerek siber güvenliği önemli ölçüde artırır. MFA, geleneksel parola tabanlı kimlik doğrulamanın ötesine geçerek, kullanıcıların kimliklerini doğrulamak için birden fazla faktörden yararlanır.

Zero Trust (Sıfır Güven) Modeli Nasıl Çalışır?
Sıfır güvenlik modeli, temelinde “Hiç kimseye güvenme” ilkesine dayanan basit bir yapıya sahiptir. Geleneksel güvenlik modellerinin aksine, kullanıcıların belirli bir ağa erişim izni olduğunda güvende olduklarını varsayan bir yapı yerine, sıfır güvenlik modeli, tüm kimlikleri potansiyel bir tehdit olarak ele alır.
Bu model, şirket içinde, genel bulutta veya hibrit bir ortamda etkinleştirilen güvenlikle her yerde etkilidir. Sıfır güvenlik, güvenilir kimlik doğrulamasına dayandığı için daha güçlüdür. Bu sayede, uygulamalar ve hizmetler ağlar arasında güvenli bir şekilde iletişim kurabilir ve kullanıcılar, cihazlar veya uygulamalar olsun, iş politikalarına dayalı olarak ihtiyaç duydukları verilere ve uygulamalara erişim izni alabilirler.
Sıfır güvenlik mimarisi, kullanıcının rolü ve konumu, kullanıcının cihazı ve talep edilen veriler gibi faktörlere bağlı olarak erişim ilkeleri uygulayarak onaylanmamış erişimi ve yan etkinlikleri önler. Bu, her erişim noktasında kullanıcıları, verileri ve sistemleri korumak için çok faktörlü kimlik doğrulama, kimlik güvenliği, uç nokta güvenliği ve dinamik bulut tabanlı hizmetler gibi çeşitli araçların birleşimini içerir.
Sıfır güvenlik modelinin uygulanması, kurumun güvenlik seviyesini artırır ve potansiyel tehditlere karşı daha etkin bir koruma sağlar.
Bir başka yazıda görüşmek üzere 👋😊 Sorularınız, içerik önerileriniz için lütfen benimle Instagram ,LinkedIn ve X üzerinden bağlantı kurmaktan çekinmeyin🤩✨
